Hayat, her zaman “umduklarımız” ve “bulduklarımız” hanelerinde adil bir dağılım sunmaz bize. Beklenti açığı, içinde bulunduğumuz gerçeklikle arzu ettiklerimiz arasındaki farklardan doğan bir kavram. Bu iki […]
Hayatı dolu dolu yaşamak gerektiği sloganına bir kez olsun kendisini kaptırmamış biri var mıdır aramızda? Az zamanda çok şey halledip eksikleri kapatmanın uçarı telâşına kapılırız zaman […]
“Söyledim ve ruhumu kurtardım.” [1] Bir duyguyu anlatırken çoğu zaman duygunun kendisiyle yetinmeyiz. Hangi duygunun içindeysek onu tasvir ederken bedensel ve sözel tecrübelerimizi aktarır hâlde buluruz kendimizi: […]
On yedinci yüzyılda Nevizâde Ataî kelimelerin, ölüleri bile diriltebilen âb-ı hayat olduğundan bahseder. [1] Buradan kelimelere, yitirdiğimiz kişilerle aramızda köprüler kurabilecek ölçüde güç atfettiğini anlıyoruz. Sadece Nevizâde Ataî’nin […]
Kurt Lewin, iyi bir teoriden daha pratik bir şey olmadığını söylüyordu. Buradan hareket edersek teoride ne kadar derinleştiğimizin sağlaması için tecrübelerimize uzanmamız gerekir. Mesele uygulamaya geldiğinde […]
“Kendi hikâyemiz olmadığı durumlarda, bizim için kurulmuş hikâyeyi oynamakla kalmayız, o hikâyeye inanırız, onu severek, isteyerek gerçekleştirmeye çalışırız da.” [1] Kaygılarımızı tetikleyen faktörler arasında dönemsel kırılmalar geniş […]