Şehir; geçmişi, bugünü ve ilerleme potansiyeli ile içinde olup bitenlerin çıktısını sunan en kıymetli kolaboratif oluşumlardan biridir. Filistin şehirleri ise geçmişten bugüne, emperyalizm uzantılı kolaborasyonlarla ayakta kalma çabasının en acıklı hikâyelerini anlatır. Bugün bu acıklı hikâyeler bir trajediye dönüşmüşken diğerlerinin, yani bizlerin bir kez daha hatırlamak zorunda bırakıldığımız gerçeklik, en nihayetinde bir toprak parçasına karşılık gelen Filistin’i -keyfi olarak değiştirilen coğrafi sınırları içinde ve ötesinde- yeniden düşünme gerekliliğini doğurur. Bu toprak parçasını tarihsel izdüşümünü temel alarak şekillendiren ve Filistin meselesini sanatının merkezinde tutan çağdaş sanatın en büyük temsilcilerinden biri Banksy’dir. Filistin şehirleri, Bansky için duvarla örülü formu nedeniyle politik söylemlerini İngiliz ironisi ile yeşerteceği paha biçilmez bir malzeme sunar. Bir tuval gibi kullandığı Filistin şehirlerini donatırken bu toprakların acıklı hikâyesini sanatının vurucu potansiyelini kullanarak tüm dünyada diri tutar. Bu dirilik, bir yanıyla Filistin’in dünya hafızasında bir soru işareti olarak kazınmasına hizmet ederken diğer yanıyla da Filistin’i yeni bir politik fetişizmle tanıştırır. Bu yazı, İsrail’in Filistin halkına yaşattığı soykırıma tanıklık ederken Filistin’de -unutulmaması gereken sanatsal/politik dışavurumu merkezinde- Banksy’nin Batı Şeria Duvarı (The West Bank Wall) üzerindeki işlerinden bir seçkiye ve inşa ettiği Walled- off Otel’e odaklanıyor.
Sanat malzemesi olarak duvar ve otel
Geriye dönük olarak sanatın malzemesine yakından bakmak, Banksy’nin seçtiği ana malzeme olan duvarı tarih öncesi dönemlere ulaştırır. Böyle bakıldığında duvar, sanatın ilk mekânı ve malzemesidir. Banksy ile kurulacak ilişki bağlamında duvar, hem bir materyal hem de sosyal hayatı çevreleyen canlı bir yapıdır. Bir materyal olarak kullanılması, duvarın katılığını esnetir ve onu boş bir kâğıda ya da tuvale denk düşürür. Yakın tarihe baktığımızda işaret edilen esneklik daha da kolay temellendirilebilir. 1960’ların ikinci yarısında sesini duyuran “Yoksul Sanat” (Arte Povera) akımı, özgürlükçü sanat anlayışını kavramsal düzlemde irdelerken malzemesini “gelip geçici, atık, doğal malzemeler” olarak belirler (Antmen, 2013, 213). [1] Malzeme basit ya da karmaşık bir yüzeye dönüşür ve “yerler, tarlalar, duvarlar, taş, çimento”, sanatın malzemesi hâline gelir (Antmen, 2013, 217). Bu yaklaşım, sanatçıya sıradan herhangi bir malzemeyi sanat malzemesi olarak kullanma şansı tanır. Sanatçının düşünsel yolculuğuna hizmet edecek malzeme artık her şeydir; Bansky için ise duvar.
Duvar diğer bir yanıyla dönemsel bir süreç çıktısıdır. Canlı, yaşayan bir yapıdır. İçine aldığı her şeyle kamuya aittir, müdahaleye açıktır; yıpranabilir, bozulabilir ya da yıkılabilir. Bu yüzden Banksy işleri de dahil, üzerindeki tüm yazı ve çizimlerle Filistin duvarları, şehrin sancılı süreçlerinin bir belgesidir. Banksy’nin Filistin’i donatırken doğası itibariyle duvarın deformasyonunu göz önünde bulundurmuş olması muhtemeldir. Her an yaşama şansı elinden alınma korkusu ile yaşayan yalnızca Filistin halkı değil, Filistin’i sarmalayan ya da ayıran duvarlardır da. Birçok işini Filistin’in farklı bölgelerine yayan sanatçı, bazı işlerine mekân/malzeme seçerken bu işlerin başına gelecek ihtimâlleri göz önünde bulundurur. Üzerine bıraktığı işlerin kolay kolay tahrip edilmeyeceği mekânlardan biri de Batı Şeria Duvarı’dır. Filistin halkının nefesini kesen duvar yıkılırsa zaten başka bir şey söylemek gerekecektir. Bu yüzden bu yıkıma kadar söylenecek ne varsa Batı Şeria Duvarı, Banksy işleri için en garantili mekândır. İkincisi ise Banksy’nin Batı Şeria Duvarı’nın tam dibine inşa ettiği butik müze-oteli Walled-off Otel’dir. Açıklanan görünür niyeti ile ayrışmaya inat, ayrışma sembolünün tam dibinde bir birleştirme noktası olarak inşa edilmiştir. Bazı tartışmalarda Banksy’nin bu eylemi, Filistin topraklarına kendi kârı için bir otel inşa ettiği şeklinde yorumlansa da, bu yazıdaki yaklaşım, onun tüm riskleri göze alarak yaralı bir toprağa yatırım yaptığı gerçeğini kıymetli bulur. Banksy, Filistin’deki işlerinde sanatını bu toprakların örselenmiş benliğiyle besler ve sanatına kavramsal, elverişli bir altlık oluşturur.
2005 yılında Banksy’nin Batı Şeria Duvarı’na bıraktığı işler
“A wall has always been the best place to publish your work.”[2]
Beytüllahim, Kudüs’e yürüme mesafesindeki Filistin topraklarında, birçok din için kutsal kabul edilen bir toprak parçasına işaret eder: İsa’nın doğduğu, İsrail Kralı Davud Peygamber’in yaşadığı ve Selahaddin-i Eyyubi’nin dolaştığı bir yer olarak kabul edilir. [3] Tarihi ile zaten turizmin en cazibeli topraklarından biriyken Banksy’nin Batı Şeria Duvarı’ndaki işleri ve duvarın tam dibine inşa ettiği Walled-off Otel ile ayrı bir turizm güzergâhı hâline gelir.
İsrail hükümeti 2002 yılında Filistin topraklarını kontrol altına almak için 708 kilometrelik bir duvarı -Batı Şeria Duvarı’nı- inşa etmeye başlar. [4] Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi 2009 yılı verilerine göre, Batı Şeria Duvarı 81 farklı yerleşim biriminde yaşayan 411 bin insanın hayatını doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyecekti. [5] Batı Şeria Duvarı bugün bazılarının ötesini hiç göremediği, bazılarının görüp bir daha unutamadığı, hâlen bir şekilde görmeyi başaranların ise göremeyenlere kendi dilleri ile tarif edebildiği devasa bir ayrışma sembolü hâline geldi. Fraihata ve Dabashi’nin (2023) işaret ettiği gibi kader, Filistinlilerin önüne kalın ve ürkütücü bir duvar örmüştü; onlar da bu duvarı korkularını, özlemlerini, umutlarını ve yaşadıkları dehşeti yansıtacakları bir tuvale dönüştürmüşlerdi. [6] Filistin mevzu olunca duvar, taş ya da toprak, dünyanın müdahale hakkını kendinde saklı tuttuğu bir alana tekabül eder. Bu yüzden görünür kılınmak istenen bu sembol, toplumsal dinamiklerle şekillendirilme potansiyelinin yanında Banksy ve diğer yabancı sanatçılar için paha biçilmez bir sanat malzemesi hâline gelir. Ancak yabancıların Batı Şeria Duvarı’nın üzerindeki müdahalesi diğer milletler ve yerel halk arasında bir tansiyon yaratır. [7] Filistinliler, duvar yazılarının ve resimlerinin Batı Şeria Duvarı’nın sömürgeci bir müdahale ile fetişleştirilmesine, varlığının güzelleştirmesine ve normalleştirmesine katkıda bulunduğunu düşünürler. [8] Bir yanıyla Batı Şeria Duvarı tıpkı Filistin şehirleri gibi dışarıdan müdahaleye ne kadar açık olduğunu ispatlarken üzerindeki yabancı işler nedeniyle bu müdahaleler yerel halkın mücadelesi için öğretici bir söylem biçimi olarak da yorumlanır. [9] Mücadeleye dışarıdan uzatılan bir öğreti, bazı açılımlarda oryantalist söylemlerle temellendirilir. [10] Ancak hiçbir karşıt söylem duvarın “cazibe”sini söndüremez. Bir işin sergilenmesi için bir duvarın en uygun yer olduğunu söyleyen Banksy, işleri ile Batı Şeria Duvarı’nın yarattığı fiziksel büyüklüğün ötesindeki ayrışmayı birçok açıdan bu duvara sığdırmayı başarır. 2005 yılında ekibi ile ziyaret ettiği Filistin’de Batı Şeria Duvarı’na yedi tane resim çizer. [11] Banksy’nin duvardaki işleri, ayrışma ya da işgali normalleştirmeyi reddeden söylemleri ile birleşince Filistinlileri destekleyen siyasi aktivizminin de gerçek bir ifadesi olur.
Kaf Dağı’nın ardındaki hayali cennet
Batı Şeria Duvarı ayrıştırıcı, çift taraflı bir yapıdır. Üzerindeki Banksy işleri kavramsal anlamda bu ayrışmanın ötesine odaklanır; ancak ötede neyin kaldığı, duvarın Filistin’e bakan yüzündeki işlerle o yüze bakanlar üzerinden tanımlanır. Banksy, Batı Şeria Duvarı’nın Filistin’e dönük yüzünü kullanarak aldığı pozisyonla önce Filistinlilere, sonra da Filistin toprakları üzerinden dünyaya sürreel hikâyeler anlatır. Bu hikâyenin ana kahramanları çocuk fikri üstünden ilerler. Bir birey olarak çocuğun Filistinli olmasından daha güçlü şey, öncelikle “çocuk” olmasıdır. Tüm çocuklar -bugün Filistinli çocuklar için bunu söylemek mümkün olmasa da- aynı haklara sahip, benzer hayâllerle heyecanlanan, benzer oyunları oynayan, hayatın pozitif yanlarına daha kolay adapte olabilen bireylerdir. Bir kumsalda oynamaya kolay kolay hayır diyecek bir çocuk yoktur. Peki, Filistinli çocuklar için kumsal nerededir? Kaf Dağı’nın ardında. Kaf Dağı ise Filistinli çocuklar için Batı Şeria Duvarı’dır. Başka bir milletten olmayışlarının ‘cezası’, onları gözleriyle görebildikleri Kaf Dağı’na bakmaya mecbur bırakır. Dağın ardındaki engelleri de, ödülleri de bu dağa bakarak düşünmek zorundadırlar. Çocuk, yetişkin için de ümidin, kurulan hayâllerin en büyük kaynağıdır. İşte tam da burada Banksy, çocuklar üzerinden kurduğu anlatıda çocuk ya da yetişkin, Filistinli ya da İngiliz, Alman ya da İsrailli olsun, herkesi duvarın ötesini ardında kalanlar üzerinden düşünmeye davet eder.
Batı Şeria Duvarı’nda siyah beyaz şablonlarla çocukları resmeder; kumsalda oynayan -ya da bir gün oynayacağı umulan- çocukları (Art Attack, 2005). Elinde kovasıyla taşların üzerinde duran çocuğun arka planındaki masmavi gökyüzü, bir temennidir. Kürek ve kova ile oynayan iki çocuğun ardındaki manzarada ise palmiye ağaçları ile donanmış sakin, huzurlu ve özlemi duyulan bir kumsala pencere açar (Unwelcome İntervention, 2005). Uzun bir merdiveni tebeşirle çizip altına oturmuş çocuğun bir sonraki hareketinde merdivene tırmanıp duvarın diğer tarafına geçmesi beklenir (Escapism, 2005). Çizdiği merdivenden memnuniyeti ve çocuğun yüzündeki gülümsemesi duvarı tuz buz edecek kadar içtendir. Siyah uçan balonlara tutunmuş siyahlı kız çocuğu duvarın ardını zaten kendiliğinden görecektir (Balloon Debate, 2005). “Duvarın varlığı ve katılığı çocuğun hayallerindeki özgür olma fikrini engelleyemez” mesajı, bu işlerin ana çerçevesini çizer.
Üzerinde makas resmi bulunan kesi alanı ile Filistinlilere sıkıştırıldıkları delikten çıkış yolunu gösterir (Cut it Out, 2005). İki beyaz koltuk ve sehpa ile çizilen ev köşesinin ardındaki manzara iki seçeneği bir kez daha hatırlatır: dağ manzaralı bir pencere ya da dağ manzarasının kendisi (Window on the West Bank, 2005). Bu hatırlatma hem sorulması gereken sorulara işaret eder hem de verilmesi gereken cevaplara ihtiyaç duyar. Yetişkin ve çocuklara yöneltilen düşünme biçimlerinin yanı sıra Banksy ahırdan -at hapishanesi diye düşünülmesi, hapsolma fikrini destekler- Filistin’e bakan at resmi ile bu ayrışmanın her canlıya dokunabileceğini de düşündürmek ister (Stable Conditions, 2005).
Banksy’nin 2005 yılında Batı Şeria Duvarı’na bıraktığı işler duvarın ardına bakma/ulaşma isteği uyandırır. Bu istek dünyada insan eliyle yaratılmış, hiçbir sistemin prensibine uygun çalışmayı becerememiş bir cehennemde cenneti arama girişimidir.
Alternatifi kendisini öneren bir seremoni:
Walled-off Otel’de İsa’nın Doğuşu (The Nativity/The Alternativity)
Duvarla çevrili olmasına gönderme yapan bir kelime oyunuyla Banksy, Batı Şeria Duvarı’nın dibine kurduğu otele Walled-off Otel adını verir. Otelde iki tane bar, bir sanat galerisi, bir müze ve farklı müşteri profilleri düşünerek oluşturulmuş değişik türlerde odalar bulunur. [12]
Piano Bar’da ziyaretçilere sunulan İngiliz menüsü, Banksy’nin otel ile kurduğu ironinin ana unsurlarından biridir. İngiltere’nin 1917’de Filistin işgaline referansla incelikle oluşturulmuş “sömürge menüsü”, çay ve scone klasiği ile ziyaretçilerini İngiliz çayına davet eder. Bu davet ziyaretçilere Banksy’nin vandalizme uğramış yağlıboya tabloları ve göz yaşartıcı gaz dumanından boğulan heykellerini seyrederken meşe ağacından yapılmış klasik mobilyalarda oturup çaylarını yudumlama davetidir. Piano Bar’ın absürt yemeği ise “Walled-Off salatası”dır. Salatadaki duvar formu ile oluşturulmuş krakerler Batı Şeria Duvarı’ndan bir porsiyon olarak misafirlere sunulur. Otelin ikinci barı Sahra Bar,yerel unsurlardan beslenen ve yerel halkın ürettiği çıktıların sunulacağı bir mekân olarak tasarlanmıştır. İngiliz sömürgesi ile tanışmış Filistin, Piano Bar’da hayat bulur ve bar, ismini Batılı bir enstrümandan alır. Sömürgeye rağmen kendi olmaya çalışan Filistin ise ismini yereldeki eğlence kültürüne referansla Sahra Bar’da bulur. Oteldeki sanat galerisi, bağımsız ve yerli sanat üretimini destekleyen tek mekândır. Filistinli sanatçıların işlerini sergilemeleri için oluşturulan galeri Suliman Mansour ve Nail Anani gibi sanatçılara ev sahipliği yapar. [13] Otelin içindeki müze, Essex Üniversitesi’nden Dr. Gavin Grindon’un kuratörlüğü ve iş birliğiyle kurulur. [14] Müzenin ana teması, Batı Şeria Duvarı’nın tarihsel çıktılarına odaklanırken Filistin şehrinden taşınmış orijinal heykeller, hasar görmüş malzemeler ve Oskar adayı Beş Kırık Kamera (Five Broken Cameras) filminden kesitlerle ziyaretçilerine doğrulanmış materyallerle tarihsel bir seçki sunar. [15] Oteldeki kitapçının rafları ise Batı Şeria Duvarı ile ilgili yayınlanmış kitaplarla doludur.
Otel odaları Banksy, Sami Musa ve Dominique Petrin gibi sanatçıların işlerinin sergilendiği mekânlar olarak ziyaretçilerini bir müzede uyumaya davet eder. [16] Misafirler, kendilerine sunulan üç oda tipi arasından birini seçerek nasıl bir uyku çekmek istediklerine karar verebilirler. Birinci seçenek, sadece manzara sunan odalar: “manzara”, dünyanın en kötü manzarası olan Batı Şeria Duvarı’dır. [17] İkinci seçenek, İsrail askeri kışlasının ihtiyaç fazlası eşyalarıyla donatılmış odalardır. Üçüncüsü ise görkemli süitlerdir. Üçüncü oda tipi, yozlaşmış devlet başkanlarının ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran ironi ile jakuzi, orijinal sanat eserleri, kütüphane, ev sineması, çatı bahçesi ve bar düşünülerek tasarlanmıştır.
Walled-off Otel, bölgenin turizmine katkı sağlarken Banksy, önemli bir Hristiyan unsuru da otelin bünyesine katarak dikkat çekmeyi ister. Bunun için Milyoner filminin yönetmeni Danny Boyle’den otelin otoparkında, Batı Şeria Duvarı’nın dibinde alternatif bir İsa’nın Doğuşu (The Alternativity) oyunu oynatmasını ve bunu belgesel olarak çekmesini ister. [18] Bu istek -bilinçli ya da bilinçsiz şekilde- İngiliz sanatçı Banksy’nin sanat tecrübesinin dini tecrübesi ile birleşimini yansıtır. İsa’nın Doğuşu (Nativity Play) oyunu İsa’nın doğumunu anlatan ve İngiltere gibi Hristiyan nüfusun yoğun olduğu birçok ülkede Noel zamanı farklı millet ve dine mensup ilkokul çocuklarının okullarda hep birlikte sahneledikleri bir oyundur. Bu oyun bugün hâlâ dini bir öğreti üzerinden sunulan İngiliz emperyalizminin en naif formlarından biri olarak yorumlanabilir. Bu tarz ritüeller, erken yaşlardan itibaren farklı dini ve etnik kökene sahip çocukları, sömürgeciliğin “şefkatli” kanatlarıyla sarmalar. İsa’nın Doğuşu’nu sergilemeleri için çocukların her birisine hikâye içinden bir rol verilir. Çocuklar İsa, Meryem, Cebrail, anlatıcı, dekor ya da hikâyedeki koyun ve eşek gibi rollerini, kostümlerle, kurulu sahne düzenlemesi içinde sergilerler.
İngiliz sanatçı Banksy, bu oyunu etnik, dini, kültürel farklılıkların önemini yitirdiği, her çocuğun bir hikâye anlatmak için bir araya gelebildiği en köklü birleştirici unsurlardan biri olarak kullanır. Yönetmen Boyle, bölgede uzun süre vakit geçirip yerel sanatçıları ve halkı içine alan alternatif bir oyun hazırlar ve bu oyunu belgesel olarak çeker. Batılı eliyle uzatılmış bu masalsı atmosfer için verilen çaba, yerel halkın ve özellikle çocukların Batı Şeria Duvarı’nın dibinde duygusal anlar yaşamalarını sağlar; masalsılığı destekleyen en önemli unsurlardan biri, oyun içindeki kar yağma sahnesidir. Ancak Banksy ve Boyle’un alternatif diye üretip besledikleri bu kavram (alternativity), oyunun isminde ve mekânda bir güncelleme ile bölgenin çocuklarını, sanatçılarını ve yerel unsurlarını içine katarak yalnızca formunda bir alternatif oluşturur. Adının The Alternavitiy olması, öğretinin ana mesajına bir alternatif oluşturmaz. Dolayısıyla The Alternativity, barış ve huzurun Hristiyan öğretisiyle yaratılacağını ve bunun da ancak İngiliz eliyle mümkün olacağını yineler. Oyundaki anlatıcının repliğinde “İsa tüm insanlığa barış getirmek için burada doğdu ve diyebiliriz ki hâlâ bunun üzerinde çalışıyor.” [19] şeklindeki esprisi de barışın en büyük temsilcisinin İsa olarak sunulduğunun altını çizer.
Banksy’nin Filistin yanlısı söylemleri ve şehirdeki diğer işleri Walled-off Otel ile birlikte düşünüldüğünde otelin -ister istemez- biraz ticari bir kafayla harmanlanmış iyi niyetli sanatsal bir deneme olduğu söylenebilir. Banksy’nin hayranı olsun ya da olmasın, İsrail-Filistin çatışmalarını yastık kavgasına dönüştüren bir resme bakarak ya da İsrailli bir askerin kışlada kullandığı yorganı kafasına çekip uyuyarak kalacağı bir otel, her ziyaretçi için sıra dışı bir deneyim vaadidir. Banksy işlerindeki ironiye biraz daha yakından bakmak isteyen ziyaretçilere de Piano Bar’da sömürge menüsünü tattıktan sonra The Alternativity’yi seyredip üzerinde düşünmeleri tavsiye edilebilir.
Esra Bulut
*Kapak resminin alıntılandığı kaynak: https://banksyexplained.com/the-segregation-wall-palestine-2005/
[1] Ahu Antmen, Sanatçılardan Yazılar ve Açıklamalarla 20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar, İstanbul: Sel Yayıncılık, 2017.
[2] Banksy, Wall and Piece, London: Century, 2005.
[3] Connie Gagliardi, “Palestine Is Not a Drawing Board: Defacing the Street Art on the Israeli Separation Wall”, Visual Anthropology, 33:5, 2020, s. 426-451.
[4] Ibrahim Fraihat, Hamid Dabashi, “Resisting subjugation: Palestinian graffiti on the Israeli apartheid wall”, Ethnic and Racial Studies, 2023.
[5] Esra Bakkalbaşıoğlu, “Ayrımcılık İçin Yeni Yöntemler: Kudüs’te Yerel ve Merkezi İdarenin İş birliği”, İdeal Kent Dergisi, cilt 1, sayı 2, 2010, s. 256-267, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/460568
[6] Fraihat, Dabashi, “Resisting subjugation: Palestinian graffiti on the Israeli apartheid wall”.
[7] Fraihat, Dabashi, “Resisting subjugation: Palestinian graffiti on the Israeli apartheid wall”.
[8] Gagliardi, “Palestine Is Not a Drawing Board: Defacing the Street Art on the Israeli Separation Wall”.
[9] Fraihat, Dabashi, “Resisting subjugation: Palestinian graffiti on the Israeli apartheid wall”.
[10] Fraihat, Dabashi, “Resisting subjugation: Palestinian graffiti on the Israeli apartheid wall”.
[11] “The Segregation Wall, Palestine, 2005”, Banksy Explained, https://banksyexplained.com/the-segregation-wall-palestine-2005/ [erişim tarihi 14 Kasım 2023]
[12] The Walled-off Hotel. https://walledoffhotel.com// [erişim tarihi 14 Aralık 2023]
[13] The Walled-off Hotel. https://walledoffhotel.com/facilities.html [erişim tarihi 14 Aralık 2023]
[14] The Walled-off Hotel. https://walledoffhotel.com/facilities.html
[15] The Walled-off Hotel. https://walledoffhotel.com/facilities.html
[16] The Walled-off Hotel. https://walledoffhotel.com/facilities.html
[17] Russell Goldman, “Banksy Puts Mark on Bethlehem Hotel With ‘Worst View in the World’”. The New York Times, 3 Mart 2017, https://www.nytimes.com/2017/03/03/world/middleeast/banksy-hotel-bethlehem-west-bank.html [erişim tarihi 7 Aralık 2023].
[18] Banksy and Danny Boyle, “The Alternativity” 17 Aralık 2017 [Video]. https://www.youtube.com/watch?v=9JzgVzUaPU4 [erişim tarihi 12 Aralık 2023].
[19] Rebecca Stead, “Banksy and Boyle’s Bethlehem Alternativity”, Middle East Monitor, 18 Aralık 2017. https://www.middleeastmonitor.com/20171218-banksy-and-boyles-bethlehem-alternativity/ [erişim tarihi 7 Aralık 2023]