Kunsthalle Viyana’da küratörlüğünü Inke Arns ve Andrea Popelka’nın üstlendiği Güneş Yoldaş (Genossin Sonne) sergisi, çağdaş sanat ile siyasi ve toplumsal olayları kozmik bağlamda bir araya getiriyor. Güneş Sistemi’mizin merkezindeki Güneş’i bir yoldaş ve devrimci bir özne olarak düşünmenin imkânını arayan sergi, küratörlerin deyimiyle “muzip bir spekülasyon”da bulunuyor. Kozmolojiyi siyasi mücadelenin bir parçası olarak gören teorik ve görsel çalışmalar sergide bir araya getirilmiş. Bu açıdan Güneş Yoldaş, çağdaş sanatın son yıllarda insan merkezli doğa / kültür ayrımının eleştirisine ağırlık veren yönünü de vurguluyor. Sergide Güneş’i tek başına bir form ve anlatı olarak ya da siyasi bir olayla ilişkili şekilde görüyoruz. Güneş’in tanıklık ettiği toplumsal hadiseler Latin Amerika, Afrika ve Orta Doğu’da vuku bulurken Güneş’in kendisine dair üretilen görseller ise genelde Avrupalı sanatçıların işlerinde karşımıza çıkıyor.
Sergi ana mekânının girişinde ziyaretçileri karşılayan tabloda, Fransız Devrimi’nden Rus Devrimi’ne, Küba Devrimi ve İran İslam Devrimi’nden Arap Baharı’na uzanan bir kronolojide güneş maksimumları ile devrimler çakışıyor. Güneş aktivitesinin döngüsel maksimumlarını devrimlerle ilişkilendiren Alexander Chizhevsky’nin ve yine aynı değişimleri ticaret döngüsüyle irtibatlandıran ekonomist ve istatistikçi William Stanley Jevons’un araştırmaları, serginin teorik zeminini güçlendirir nitelikte. Mikhail Gorbanev’in serginin de bir parçası olan makalesine göre Jevons, 18. yüzyılın başlarına kadar götürdüğü 10-11 yıllık aralıklarla yaşanan ticari krizleri 11 yıllık güneş döngüleri ile bağlantılandırdı. Güneş lekesi kayıtlarını ve Güneş gözlemlerini M.Ö. 500’den itibaren inceleyen Chizhevsky ise bunları Rusya ve diğer 71 ülkedeki devrimler, isyanlar ve savaşlar ile karşılaştırarak önemli tarihi olayların çoğunlukla Güneş lekesinin maksimum olduğu üç yıllık dönemlerde meydana geldiğini ortaya koydu. [1] Kozmoloji ve tarihi olaylar arasındaki ilişkiye dikkat çeken bilim insanlarının araştırmalarına ek olarak sergide 18. yüzyılın sonlarında “mevcut bir sosyal siyasi düzenin şiddetli şekilde devrilmesi” anlamında kullanılan devrim kelimesinin daha önce astronomide gök cisimlerinin dönüşüne atıfla kullanıldığı hatırlatılıyor. [2]
Çıplak insan gözüyle görülemeyen güneş yüzeyini video enstalasyonuna taşıyan Katharina Sieverding, NASA’nın 4K fotoğraflarını kullanarak iki video döngüsü oluşturmuş. NASA güneşin doğrudan bir görüntüsünü sunamadığı için hesaplanmış görüntüler üretir. Sieverding’in enstalasyonuna uygun gördüğü isim “Gece Yarısı Güneşi İzlemek” (“Die Sonne Um Mitternacht Schauen”, 2011-2014), insan eliyle temsil edilmeye direnen güneşi selamlar. Alman sanatçı Kerstin Brätsch ise “Para Psychic” serisinde insan eylemlerinin merkezi konumunu sarsma iddiasıyla, mistisizm, tarot ve bitki biliminden ilhamla enerji patlamalarını tasvir eder. “Space Junk” (2020-2024) adlı işinde Sonia Leimer, uzay gemilerinden çıkan atıklara gönderme yapan heykelleriyle ilerlemeciliğin yol açtığı ekolojik felâketlere dikkat çeker. Tüm bu işlerde güneş, bir kavram ve fikir etrafında şekillenen güncel sanatın henüz keşfedilmemiş bağlamlarında gezinir. Sanatçılar bu gök cismini, insan türünü biricik özne ilan eden modern düşüncenin gecikmiş tasfiyesinde bir uğrak mekân olarak tasavvur ederler. Ancak serginin asıl ortaya attığı güneşi devrimci bir özne olarak düşünme fikri, Meksika’nın, Gana’nın ve Rusya’nın kolektif hafızalarında somutlaşır.
Anton Vidokle’nin “Komünist Devrime Güneş Sebep Oldu” (“The Communist Revolution Was Caused By The Sun”, 2015) adlı filmi, yıllarca Karaganda’da yaşamış, güneşe meraklı bir Sovyet bilim adamı olan Alexander Chizhevsky’nin tasarımlarını takip ederek Karaganda’da bir aero-iyonizasyon çanağı inşa etmek için çalışan bir grup bilim insanına odaklanıyor. Chizhevsky, 20. yüzyılın başlarında sağlık ve şifa bulmak, insan ömrünü uzatmak umuduyla elektromanyetik enerjinin potansiyeli üzerine düşünen çok sayıda Rus bilim insanından biriydi. Mahkûm olarak tutulduğu çalışma kampında kömür madeninde çalışan mahkûmların ömrünü uzatmak için bir ışınlanma salonu tasarlamıştı. Kanın vücudumuzdaki sağlıklı hareketinin kırmızı kan hücrelerindeki negatif elektrik yüküyle dengelendiği; Lenin’in bedeninin mumyalanması sırasında bakterileri öldürmek için formaldehit ve eti nemli tutmak için ise gliserin kullanıldığı bilgisi epik bir anlatımla kurgulanıyor. Film, iyi bir şekilde korunduğu takdirde ruhun ölü bedene geri döneceğine inanan Antik Mısır’ın tek tanrısı Güneş’in yeryüzündeki yaşamın dağılımını, siyaseti, insanın ruh hâlini nasıl etkilediği üzerine düşünmeye davet ediyor.
2012’de Meksika’da kurulan Colectivo Los Ingrávidos’a ait Güneş Dörtlüsü (The Sun Quartet, 2017-2020) ise dört ayrı videodan oluşuyor. 1968 Yaz Olimpiyatları’nı protesto eden öğrencilerin polis tarafından öldürüldüğü Tlatelolco katliamını anmak için Mexico City’ye giden 43 öğrenci, polis ve ordu tarafından kaçırılır. Dört ayrı videodan oluşan Güneş Dörtlüsü, üst üste bindirilmiş görüntüler ve kolaj tekniğiyle Meksika siyasi tarihine ait bu ânı didaktizme düşmeden görselleştirir. Adını İspanyol işgâline direnen bir Aztek eserinden -Güneş Taşı’ndan- alan ilk video “Piedra da Sol” (Sunstone) bitki ve meyvelerin canlı renklerini, protestolara ilişkin çoklu pozlama yöntemiyle elde edilen belgesel görüntüleriyle iç içe geçirir. “San Juan River” adlı ikinci videoda kaybolan öğrencilerin isimleri okunur ve çocuğunu kaybeden ebeveynlerin adalet talebine yer verilir. Görüntülerin arasında gözümüze patlayan güneş bir görünüp bir kaybolurken üçüncü video “Conflagration”, alevlerin arasından David Huerta’nın yazdığı Ayotzinapa’yı; dördüncü bölüm “November 2nd / Far from Ayotzinapa” ise olay yerinden hayli uzaklaşarak Beyaz Saray önündeki protestoları yine güneşin tanıklığıyla kurgular.
Küratör ve sanatçı Anjalika Sagar ve Kodwo Eshun tarafından 2002 yılında kurulan Otolith Group’un “Sessiz Güneş Yılında” (“In the Year of the Quiet Sun”, 2013) adlı video çalışması, serginin en dikkat çekici işlerinden biri. Anti-kolonyal mücadele ve politik felsefeden esinlenen Otolith Group’un yaptığı bu sinematik kolaj, adını her on yılda bir meydana gelen ve Güneş faaliyetlerini yakından incelemeye imkân tanıyacak kadar güneşin soğumasını sağlayan astronomik olaydan alır. 1964-1965 yıllarına denk gelen bu olay çok sayıda devletin çıkardığı hatıra pullarıyla kutlanır. Video, 1957’den 1966’ya kadar Gana’nın pullarını tasarlayan New York merkezli Gana Filateli Ajansı’nın üretimini inceliyor. Sömürgeciliğin kıtadan tasfiyesinin ve geleceğe dair iyimserliğin sembolü hâline gelen pullar, Gana’nın ilk devlet başkanı Kwame Nkrumah hükümetinin 1966’da devrilmesine kadarki sürece eşlik ediyor. Videonun üretim sürecindeki kolektif emek ile videoda aktarılan kurtuluş mücadelesine yönelik iyimser tavır, pulların dokularına nüfuz edebildiğimiz görüntüler aracılığıyla birbirine bağlanıyor.
Özne ve nesne arasındaki kategorik ayrımın silikleştiği; doğa ve kozmolojinin insanla ilişkisinin yeniden düşünüldüğü güncel sanat sergilerinde genel olarak Latin Amerika, Afrika, Orta Doğu, Mezopotamya ve Asya, tüm sömürgecilik mirası ve travmalarıyla esnetilmeye ve yeniden keşfedilmeye hazır bilgi alanları olarak görülüyor; tıpkı bakteriler, bitkiler, yıldızlar ve taşlar gibi. İnsan-merkezci ve Avrupa-merkezci sanat üretiminin dışına çıkmaya çalışan güncel sanat, üçüncü dünya ülkelerine ait kimlik ve özgürlük mücadelelerini yeni egzotik heveslere dönüştürmeye oldukça yatkın. İnsan faaliyetlerini Güneş döngüleriyle ilişkilendiren ve böylece insan harici varlıklara alan açan Güneş Yoldaş, özenle kategorilere ayrılmış bilgi alanının sınırlarını aşsa da Güneş hakkında düşünmeyi Avrupa’ya havale ediyor. Sergide yer alan Avrupa dışı işler ancak kendi siyasi tarihlerini sergileyerek varlık kazanıyor. Sergideki işlerde adı geçen Gana, Meksika ve Rusya’nın toplumsal travmaları ve siyasi mücadele pratiklerini -kendilerine dışarıdan yüklenen- bu misyondan kurtaran ise ortaya koydukları kolektif emeğe yoldaşlık eden Güneş oluyor.
Zeynep Turan
[1] Mikhail Gorbanev, “Shifting Patterns of Extraordinary Economic and Social Events in Relation to the Solar Cycle”, 2020. https://mpra.ub.uni-muenchen.de/102163/
[2] Milo Rau, “Genossin Sonne Exhibiton Guide”, What, How&for Whom/WHW, s. 5.
İşbu web sitesi ve tüm sayfaları Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa tabidir. Sitenin içeriğine ilişkin her türlü ses, görüntü, yazı içeren bilgi-belge, her türlü fikri ve sınai haklar ile tüm telif hakları ve diğer fikri ve sınai mülkiyet hakları Zift Sanat’a aittir.