Kurt Lewin, iyi bir teoriden daha pratik bir şey olmadığını söylüyordu. Buradan hareket edersek teoride ne kadar derinleştiğimizin sağlaması için tecrübelerimize uzanmamız gerekir. Mesele uygulamaya geldiğinde […]
“Bu kitap hakkında muhakkak yazı yazacağım,” dedirten bir roman okudum nihayet: Georges Rodenbach’ın Ölü Brugge adlı romanı. Daha önce Rodenbach ismini hiç duymamıştım. İlk defa Alain Corbin’in Sessizliğin Tarihi adlı […]
Anadolu’da şöyle bir tabir vardır: Acıyı onurla sırtlanmak. Yani başına ne gelirse gelsin haysiyetinden taviz vermemek, en büyük acılar karşısında dahi yıkılmamak ve hayata devam edebilecek […]
“Kendi hikâyemiz olmadığı durumlarda, bizim için kurulmuş hikâyeyi oynamakla kalmayız, o hikâyeye inanırız, onu severek, isteyerek gerçekleştirmeye çalışırız da.” [1] Kaygılarımızı tetikleyen faktörler arasında dönemsel kırılmalar geniş […]
“Körler ülkesinde tek gözlü adam kral olur.” Mevlânâ Zamanın ve mekânın bize getirdikleri üzerine düşünüp duruyoruz. Sonu gelmez akışkan düşünceler, yaşadığımız, içerisinden geçtiğimiz durumların havada uçuşturdukları […]
Rüyalar, hem kişinin kendisinin hem de ait olduğu toplumun bilindışının anahtarı hükmünde bir âlem. Örtük/belirgin yönleriyle kişiliğimizin, kaygılarımızın, sırlarımızın, fantezilerimizin ipuçları da rüyalarda. Jung’a göre ruh, […]
Ne zamandır Herodot’a, sevgili Herodot’uma bir mektup yazmayı arzuluyorum. Arzumu bazıları zorunlu, bazıları da basit pek çok sebep yüzünden hep erteleyip durdum. Ayrıca bu mektubu yazarsam […]
Birand kardeşlerin romanı bir sürgün hikâyesiyle açılıyor. Aile, 1864’teki büyük Çerkes sürgününde Anadolu’ya gelmiş, Karaman’a yerleşmişler. Karaman’da Osmanlı tebaası olarak doğan dört kardeş, genç yaşta genç […]
Şimdilerde biri coğrafya profesörü, biri edebiyat doçenti, biri motor bölümü uzman hocası, biri de inşaat eksperi olan dört arkadaşımla henüz çok genç olduğumuz bir çağda Ihlara […]